İstanbul Yedi tepe üstüne kurulmuş bir şehirdir. Her ne kadar bazılarımız bu tepelere "Çamlıca Tepesi,Otağ Tepesi,Yüşa Tepesi" dese de,
Biz; M.S 330 yılında Konstantin'in İstanbul'u başkent yaparak şehrini 7 tepenin üstüne kurduğu ve Fatih Sultan Mehmet'in 1453 yılında İstanbul'u fethettiğinde,Konstantin'in bu tepelerini kısmen koruyarak, üzerlerine cami yaptırmasını ve yerine gelen padişahların da bu düzene devam etmesini konuşacağız.
İmparator Byzas'ın şehri ilk kurduğu yerdir. İstanbul'un tarihi ve simge yapılarından olan Topkapı Sarayı,Ayasofya ve Sultanahmet Cami bu tepenin üstüne inşa edilmiştir.
Roma İmparatorluğunun Sarayı,Gladyatör dövüşlerinin ve At arabası yarışlarının yapıldığı Hipodrom Meydanı da bu tepe üzerindedir. Osmanlı zamanında At Meydanı olarak adlandırılan bu bölge,günümüzde Sultanahmet Meydanı olarak geçer.
M.S 330 yılında Roma İmparatoru Büyük Konstantin adına dikilen Konstantin Sütunu (Çemberlitaş) bugün hala bu tepe de duran tarihi eserlerdendir. 1701 yılında büyük bir yangın sonucunda zarar gören bu sütun,demir bir çemberin içine alınara korunduğu için Çemberlitaş adını alır.
Bloğun giriş kısmında bahsettiğim gibi Osmanlı İmparatorlarının her tepeye bir cami klasiği bu tepede de devam ediyor. 18.yüzyıl sonunda şehirdeki ilk Barok tarzda inşa edilmiş Nurosmaniye Cami bulunuyor
Vapur ile suriçi İstanbul'una doğru geldiğimizde bu tepe de bizleri;
Kanuni Sultan Süleyman'ın Mimar Sinan'a yaptırmış olduğu ve Mimar Sinan'ın Kalfalık Eserim olarak adlandırdığı Süleymaniye Cami karşılar.
Akşamları Mavi yanarsa havanın ertesi günü açık olacağını,Yeşil yanarsa havanın ertesi gün yağmurlu olacağını,Sarı yanarsa havanın ertesi gün Sisli olacağını ve Kırmızı yanarsa zaman havanın ertesi gün Karlı olacağını gösteren Beyazıt Kulesini görmemizde mümkündür.
Fatih Sultan Mehmet'in yaptırdığı Fatih Cami 1509 depreminde zarar görüp 1766 depreminde yıkılınca,İstanbul'da ki " orjinalliği " korunmuş en eski cami Beyazıt Camisi olmuştur. ve bu tepede bu Camiyi görebiliriz.
Valens (Bozdoğan) Su kemerinden başlayıp Yavuz Selim Mahallesine doğru uzanan tepedir. Bu bölgede Roma döneminde on iki havariye adanan bir kilise inşa edilmiştir. Büyük Konstantin ve dönemin İmparatorları kendilerini bu kiliseye defnetmişlerdir. İstanbul'un fethinden sonra bir dönem Rum Patrikhanesi olarak kullanılan bu yapı,Fatih Sultan Mehmet Tarafından yıkılıp yerine Cami olarak inşa edilmiştir. Fatih Sultan Mehmet'in türbeside burada bulunmaktadır.
Muazzam Haliç Manzaralı olan bu tepe denizden tam 74 metre yüksekliktedir ve dik bir yokuşun üzerindedir. Roma Döneminde Azize Teodosya Kilisesi (Gül Cami),Teotokos Pamakaristos Manastırı(Fethiye Cami) bulunmaktadır. Osmanlı İmparatorluğundan sonra bölgenin sosyal ve kültürel yapısı tamamen değişmiştir. Yavuz Sultan Selim,İsmailağa gibi camiler inşa edilmiştir. Günümüzde İsmailağa Cemaatinin yaşadığı bölge olarak bilinir.
Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan'ın ismiyle anılan bu tepe de aynı Yavuz Selim Tepesi gibi denizden baya bir yüksekte.(75 metre) Edirnekapı Tepesinin en önemli yapıları Mihrimah Sultan Cami ve İçinde bulunduğu muazzam fresk ve mozaikleriyle Bizans sanatını bizlere yaşatan Kariye Müzesidir. Kariye Müzesi'nin 100 metre ilerisinde Roma Döneminde İmparatorların yaşadığı Tekfur Sarayı bulunur. Bu saray günümüzde Tekfur Sarayı Çini Müzesi olarak ziyarete açıktır.
Bahsettiğim 6 Tepe Haliç'e,boğaza bakıyor. Son Tepe nerede ?
İstanbul'un son tepesi bahsettiklerimizin aksine,Marmara Denizi kıyısında bulunmaktadır. Kocamustafapaşa-Cerrahpaşa bölgesinde olan bu tepemizin üzerinde Roma Döneminde kalma Arcadius sütunu,Osmanlı döneminde ise Haseki Külliyesi,Cerrahpaşa Cami ve Bulgur Palas bulunmaktadır.
Alanında uzman kadromuzla hizmetinizdeyiz. Onlarca farklı rotada günübirlik İstanbul Turları düzenliyoruz.
Uzman Kadromuz, tecrübeli danışmanlarımızla her an yanınızdayız.